Kahramanmaras merkezli gerçeklesen ve 11 ili etkileyen depremler sonrasi depremzedelerin magduriyetlerinin önüne geçmek adina, açilan hak sahipligi basvurulari için 2 ay içerisinde istenilen belgeleri ilgili makamlara teslim etmesi gerekmektedir. Hak sahibi basvurularinda kisilerin hak sahibi statüsünde olanlarla sinirli olmadigini ifade eden Avukat G.Gökçe, "Hak sahibi statüsündeki ebeveyni ile ayri veya birlikte oturan evli kisilerden her biri ayri ayri olmak üzere hak sahibi sayiliyor” dedi. Bölgeye giden yardim ve bagislar kadar bundan sonraki süreçte atilacak adimlar konusunda vatandaslarin dogru bilgilendirilmesi son derece önemli. Öyle ki depremlerde magdur olan, maddi ve manevi kayba ugrayan, evleri yikilan vatandaslar için deprem sonrasi en kritik süreçlerden biri olan hukuk mücadelesi çok yakinda basliyor. Vatandaslarin hem devlet hem de müteahhitler üzerindeki hukuki haklarinin bilinciyle hareket etmesi bundan süreçte büyük önem tasiyor. SADECE HAK SAHIBI STATÜSÜNE SAHIP AFETZEDELER YENIDEN YAPILACAK BINALARDAN YARARLANABILECEKLER Afetzedelerin kafasini karistiran en kritik konularin basinda deprem bölgesinde hasar gören yapilar bakimindan kimlerin “hak sahibi” statüsünde olacagi geliyor. Av. G,Gökçe depremde magdur olan vatandaslarin temel hukuki haklari özelinde yaptigi degerlendirmede su bilgileri paylasti: “Bugünlerde depremzedelerin en fazla bilgi ihtiyaci olacak konularin basinda temel hukuki haklar geliyor. Bu noktada en kritik mesele olan “Hak Sahipligi”, Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayisiyla Alinacak Tedbirlerle Yapilacak Yardimlara Dair Kanun ve buna dayanan Afet Sebebiyle Hak Sahibi Olanlarin Tespiti Hakkindaki Yönetmelik uyarinca belirlenmis durumda. Sadece hak sahibi statüsüne sahip afetzedeler yeniden yapilacak binalardan veya verilecek insaat kredisinden yararlanabileceginden bu statüye sahip olmak önem tasir. Bu sebeple bunu degerlendirmenin kritik oldugunu düsünüyorum. Hak sahipleri için TOKI araciligiyla veya ihale yöntemi binalar yaptirilir ve ilgili kisilere mülkiyeti teslim edilir ya da bu kisiler insaat kredisinden yararlandirilir. Öte yandan deprem bölgesindeki yapilarin yikilmasi veya hasar görmesi nedeniyle bu bölgedeki kisilerin hem maddi hem de manevi olarak zarara ugranmasi mümkündür. Yikilan veya hasar gören yapilar sebebiyle meydana gelen zararlarin tazmini için dava açilabilir. Zarara ugrayan herkes sorumluluk için gereken hukuki sartlar saglanmissa zararini tazmin edebilecektir, davayi açabilecek kisiler hak sahibi statüsünde olan kisilerle sinirli degildir.” HAK SAHIBI TANIMINI DOGRU YAPMAK GEREK Gökçe, “Ilgili kanuna göre yikilan veya agir hasar gören yapi ile mülkiyet iliskisini belgeleyebilen kisiler hak sahibi sayiliyor. Bu kapsamda; afet sebebiyle, kendilerine ait bulunan konutlari veya isyerleri yikilan, yanan veya oturulamayacak derecede agir hasar gören afetzedeler hak sahibi statüsünde yer aliyor. Hasar tespiti Çevre ve Sehircilik Bakanligi tarafindan yapiliyor. El birligiyle veya payli mülkiyet söz konusu ise; hissedarlar yine ayni sekilde hisseli olmak üzere yeni yapilacak binalardan veya verilecek krediden yararlanabiliyor. Hak sahibi statüsündeki ebeveyni ile ayri veya birlikte oturan evli kisilerden her biri ayri ayri olmak üzere hak sahibi sayiliyor” degerlendirmesinde bulundu. AFETZEDELERIN HAKLARINI ÜÇÜNCÜ KISIYE DEVRI DE MÜMKÜN DEGIL Av. G.Gökçe, “Mevzuat kapsaminda kimlerin hak sahibi olamayacagini da belirtmek gerekir” diyerek hak sahibi olamayacak olanlari söyle siraladi: “Kendisine veya esine ait o yerde ayni cins hasarsiz konut ve is yeri olanlar, kiraci ve misafir durumunda olanlar, mülkiyeti hasar gören tüzel kisiler, kendilerine ait olmayan arsa ve arazi üzerinde insaat ruhsati almaksizin yapilan yapilarin sahipleri, imar planinda sakincali olarak belirtilen yerlerde ruhsatsiz olarak yapilan yapilarin sahipleri ve zorunlu deprem sigortasini yaptirmamis olanlar hak sahibi olamazlar. Ayrica, hak sahipligine iliskin devir ve degisim yasagi söz konusu oldugunun da altini çizmek isterim. Buna göre konut için olan hak sahipligi isyeriyle, isyeri için olan hak sahipligi konutla degistirilemez. Hak sahipligi konut için söz konusu ise; afetzede verilecek kredilerden veya yapilacak binadan yine konut için yararlanabilir, isyeri için yararlanamaz. Afetzedeligin ve buna iliskin hak sahipliginin üçüncü kisiye devri de mümkün degildir. Bu nedenle, depremden zarar gören bir tasinmaz mali, afetten sonra satis veya baska sekillerle devralan üçüncü sahislar da hak sahibi niteligini kazanamazlar.” “HAK SAHIPLIGI BASVURUSU” NEREDEN VE NASIL YAPILACAK? Mevzuat uyarinca "hak sahibi” statüsüne sahip olanlarin yeniden yapilacak binalardan veya verilecek insaat kredisinden yararlanabilmesi için “hak sahipligi basvurusu” yapmasi gerekiyor. Mevcut durumda, Kahramanmaras Pazarcik depremi hak sahipligi basvurusunun henüz baslamadigini belirten Gökçe, açiklamasinin devaminda su ifadeleri kullandi: “Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayisiyla Alinacak Tedbirlerle Yapilacak Yardimlara Dair Kanun’a göre, afet gören yerde mahalle veya köy muhtarliklarinda o yerin en büyük mülki amirligince hak sahipligi basvurusu için ilan yapilir. Afetzedelerin iki ay içinde hak sahipligi basvurusunda bulunarak istenilen belgeleri valiliklere veya kaymakamliklara teslim etmesi gerekir. Yapilan basvuruya ait bilgiler e-devlet üzerinden görüntülenebilir. Bunun için e-devlette yer alan afet ve acil durum yönetimi baskanligi hizmetleri alanindan “afetzede hak sahipligi basvurusu sorgulama” hizmeti seçilmelidir.” YAZILI TALEP VE TAAHHÜTNAME VERMEK SART Basvuruda bulunanlarin yazili olarak talep ve taahhütname vermeleri gerektiginin altini çizen Gökçe, “Talep ve taahhütname metninde; afet yerinin il, ilçe, bucak, mahalle ve köy itibariyle adi, hak sahibinin kimligi ve adresi, olmus veya muhtemel afetin türü, talebin mahiyeti ve konusu, kanundan ve ilgili yönetmelikten dogan yükümlülük ve sartlarla idare tarafindan uygulama metodu, yapi tipleri, yapi kisimlari ve boyutlari, yerlesme yeri, insaat süresi, borçlandirma sekil ve süresi ve diger konularda tespit edilecek sartlara ve esaslara uyulacagi belirtilmelidir” diye konustu ve ekledi: “Mülki amirin veya görevlendirecegi memurun baskanliginda olusturulan mahalli hak sahipligi inceleme komisyonu bu talep ve taahhütnameleri inceleyerek “hak sahipleri listesi” düzenler. Hak sahibi olmayanlara buna iliskin tebligat yapilir. Bu tebligatlara karsi 15 gün içinde ayni komisyona itiraz edilebilir. Komisyonun karari bir idari karar sayilir, idarenin eylem ve islemlerine karsi idari yargi yolu açiktir. Bu nedenle, komisyon kararina karsi Idari Yargilama Usulü Kanunu hükümleri dogrultusunda idare mahkemesinde iptal davasi açilabilir.” DHA
Hak sahibi basvurularinda kisilerin hak sahibi statüsünde olanlarla sinirli olmadigini ifade eden Avukat G.Gökçe, "Hak sahibi statüsündeki ebeveyni ile ayri veya birlikte oturan evli kisilerden her biri ayri ayri olmak üzere hak sahibi sayiliyor” dedi.
Bölgeye giden yardim ve bagislar kadar bundan sonraki süreçte atilacak adimlar konusunda vatandaslarin dogru bilgilendirilmesi son derece önemli. Öyle ki depremlerde magdur olan, maddi ve manevi kayba ugrayan, evleri yikilan vatandaslar için deprem sonrasi en kritik süreçlerden biri olan hukuk mücadelesi çok yakinda basliyor. Vatandaslarin hem devlet hem de müteahhitler üzerindeki hukuki haklarinin bilinciyle hareket etmesi bundan süreçte büyük önem tasiyor.
SADECE HAK SAHIBI STATÜSÜNE SAHIP AFETZEDELER YENIDEN YAPILACAK BINALARDAN YARARLANABILECEKLER
Afetzedelerin kafasini karistiran en kritik konularin basinda deprem bölgesinde hasar gören yapilar bakimindan kimlerin “hak sahibi” statüsünde olacagi geliyor. Av. G,Gökçe depremde magdur olan vatandaslarin temel hukuki haklari özelinde yaptigi degerlendirmede su bilgileri paylasti:
“Bugünlerde depremzedelerin en fazla bilgi ihtiyaci olacak konularin basinda temel hukuki haklar geliyor. Bu noktada en kritik mesele olan “Hak Sahipligi”, Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayisiyla Alinacak Tedbirlerle Yapilacak Yardimlara Dair Kanun ve buna dayanan Afet Sebebiyle Hak Sahibi Olanlarin Tespiti Hakkindaki Yönetmelik uyarinca belirlenmis durumda. Sadece hak sahibi statüsüne sahip afetzedeler yeniden yapilacak binalardan veya verilecek insaat kredisinden yararlanabileceginden bu statüye sahip olmak önem tasir. Bu sebeple bunu degerlendirmenin kritik oldugunu düsünüyorum. Hak sahipleri için TOKI araciligiyla veya ihale yöntemi binalar yaptirilir ve ilgili kisilere mülkiyeti teslim edilir ya da bu kisiler insaat kredisinden yararlandirilir. Öte yandan deprem bölgesindeki yapilarin yikilmasi veya hasar görmesi nedeniyle bu bölgedeki kisilerin hem maddi hem de manevi olarak zarara ugranmasi mümkündür. Yikilan veya hasar gören yapilar sebebiyle meydana gelen zararlarin tazmini için dava açilabilir. Zarara ugrayan herkes sorumluluk için gereken hukuki sartlar saglanmissa zararini tazmin edebilecektir, davayi açabilecek kisiler hak sahibi statüsünde olan kisilerle sinirli degildir.”
HAK SAHIBI TANIMINI DOGRU YAPMAK GEREK
Gökçe, “Ilgili kanuna göre yikilan veya agir hasar gören yapi ile mülkiyet iliskisini belgeleyebilen kisiler hak sahibi sayiliyor. Bu kapsamda; afet sebebiyle, kendilerine ait bulunan konutlari veya isyerleri yikilan, yanan veya oturulamayacak derecede agir hasar gören afetzedeler hak sahibi statüsünde yer aliyor. Hasar tespiti Çevre ve Sehircilik Bakanligi tarafindan yapiliyor. El birligiyle veya payli mülkiyet söz konusu ise; hissedarlar yine ayni sekilde hisseli olmak üzere yeni yapilacak binalardan veya verilecek krediden yararlanabiliyor. Hak sahibi statüsündeki ebeveyni ile ayri veya birlikte oturan evli kisilerden her biri ayri ayri olmak üzere hak sahibi sayiliyor” degerlendirmesinde bulundu.
AFETZEDELERIN HAKLARINI ÜÇÜNCÜ KISIYE DEVRI DE MÜMKÜN DEGIL
Av. G.Gökçe, “Mevzuat kapsaminda kimlerin hak sahibi olamayacagini da belirtmek gerekir” diyerek hak sahibi olamayacak olanlari söyle siraladi:
“Kendisine veya esine ait o yerde ayni cins hasarsiz konut ve is yeri olanlar, kiraci ve misafir durumunda olanlar, mülkiyeti hasar gören tüzel kisiler, kendilerine ait olmayan arsa ve arazi üzerinde insaat ruhsati almaksizin yapilan yapilarin sahipleri, imar planinda sakincali olarak belirtilen yerlerde ruhsatsiz olarak yapilan yapilarin sahipleri ve zorunlu deprem sigortasini yaptirmamis olanlar hak sahibi olamazlar. Ayrica, hak sahipligine iliskin devir ve degisim yasagi söz konusu oldugunun da altini çizmek isterim. Buna göre konut için olan hak sahipligi isyeriyle, isyeri için olan hak sahipligi konutla degistirilemez. Hak sahipligi konut için söz konusu ise; afetzede verilecek kredilerden veya yapilacak binadan yine konut için yararlanabilir, isyeri için yararlanamaz. Afetzedeligin ve buna iliskin hak sahipliginin üçüncü kisiye devri de mümkün degildir. Bu nedenle, depremden zarar gören bir tasinmaz mali, afetten sonra satis veya baska sekillerle devralan üçüncü sahislar da hak sahibi niteligini kazanamazlar.”
“HAK SAHIPLIGI BASVURUSU” NEREDEN VE NASIL YAPILACAK?
Mevzuat uyarinca "hak sahibi” statüsüne sahip olanlarin yeniden yapilacak binalardan veya verilecek insaat kredisinden yararlanabilmesi için “hak sahipligi basvurusu” yapmasi gerekiyor. Mevcut durumda, Kahramanmaras Pazarcik depremi hak sahipligi basvurusunun henüz baslamadigini belirten Gökçe, açiklamasinin devaminda su ifadeleri kullandi:
“Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayisiyla Alinacak Tedbirlerle Yapilacak Yardimlara Dair Kanun’a göre, afet gören yerde mahalle veya köy muhtarliklarinda o yerin en büyük mülki amirligince hak sahipligi basvurusu için ilan yapilir. Afetzedelerin iki ay içinde hak sahipligi basvurusunda bulunarak istenilen belgeleri valiliklere veya kaymakamliklara teslim etmesi gerekir. Yapilan basvuruya ait bilgiler e-devlet üzerinden görüntülenebilir. Bunun için e-devlette yer alan afet ve acil durum yönetimi baskanligi hizmetleri alanindan “afetzede hak sahipligi basvurusu sorgulama” hizmeti seçilmelidir.”
YAZILI TALEP VE TAAHHÜTNAME VERMEK SART
Basvuruda bulunanlarin yazili olarak talep ve taahhütname vermeleri gerektiginin altini çizen Gökçe, “Talep ve taahhütname metninde; afet yerinin il, ilçe, bucak, mahalle ve köy itibariyle adi, hak sahibinin kimligi ve adresi, olmus veya muhtemel afetin türü, talebin mahiyeti ve konusu, kanundan ve ilgili yönetmelikten dogan yükümlülük ve sartlarla idare tarafindan uygulama metodu, yapi tipleri, yapi kisimlari ve boyutlari, yerlesme yeri, insaat süresi, borçlandirma sekil ve süresi ve diger konularda tespit edilecek sartlara ve esaslara uyulacagi belirtilmelidir” diye konustu ve ekledi:
“Mülki amirin veya görevlendirecegi memurun baskanliginda olusturulan mahalli hak sahipligi inceleme komisyonu bu talep ve taahhütnameleri inceleyerek “hak sahipleri listesi” düzenler. Hak sahibi olmayanlara buna iliskin tebligat yapilir. Bu tebligatlara karsi 15 gün içinde ayni komisyona itiraz edilebilir. Komisyonun karari bir idari karar sayilir, idarenin eylem ve islemlerine karsi idari yargi yolu açiktir. Bu nedenle, komisyon kararina karsi Idari Yargilama Usulü Kanunu hükümleri dogrultusunda idare mahkemesinde iptal davasi açilabilir.”
DHA