Yangın poliçesine dayalı Sigorta tazminat talebi, Gabinin subjektif unsuru

vioft2nnt8|2000BDFC6638|yunusbirbilen|tbl_sayfa|metin|0xfdffc9c803000000cb07000001000200

Dava, Yangın sigorta poliçesinden kaynaklı tazminat talebine ilişkindir.  

Davacı, Yangından kaynaklanan hasar nedeniyle borç batağına saplandığını ve iflas aşamasına geldiğini, yapılan ödemeyi mutabakatname imzalayarak kabul etmesi sebebiyle müzayaka halinde olduğunu iddia etmiştir. İstisnai bir yol olan gabinin hukuksal sonuçlarından yararlanmak isteyen davacı taraf  idiasının doğruluğunun araştırılması gerektiğine dair.

Gabinin biri objektif, diğeri de subjektif iki unsuru bulunmaktadır. Objektif unsur, karşılıklı edimler arasındaki açık değer farkı olup, subjektif unsur ise, zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanma halidir. Somut olayda bu zor durumda kalma hali esas itibarıyla ciddi bir mali sıkıntı halini ifade etmektedir.

T.C.
ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2020/887
K. 2022/1152
T. 17.10.2022

SİGORTA YANGIN POLİÇESİNE DAYALI TAZMİNAT İSTEMİ 

Davacı Taraf Hasar Nedeniyle Borç Batağına Saplandığını ve İflas Aşamasına Geldiğini Yapılan Ödemeyi Mutabakatname İmzalayarak Kabul Ettiği Gerekçesiyle Müzayaka Halinde Olduğunu İddia Ettiği - İstisnai Bir Yol Olan Gabinin Hukuksal Sonuçlarından Yararlanmak İsteyen Davacı Taraf İddiasının Doğru Olup Olmadığının Araştırılması Gerektiği

ZOR DURUMDA KALMA HALİNİN İNCELENMESİ İÇİN BİLİRKİŞİ RAPORU ALINMASI 

Mahkemece Davacıya Zor Durumda Kalma Halinde Olduğuna İlişkin Delilleri Sorulup Yangının Meydana Geldiği 2016 Yılından Önceye Dönük Yakın Yıllardaki Davacının Mali Durumunun Ticari Defter ve Kayıtları ile Muhasebe Belgeleri Üzerinden Yapılacak İncelemeyle Saptanması Bu Konuda Uzman Mali Müşavir Bilirkişi Heyetinden Davacının Yangın Hasarından Önceki Yakın Yıllara Ait İşletme Kar ve Zararı Şirket Özkaynakları Davacının Hasar Tarihinde Mevcut Borç-Alacak Miktarları Konularında Rapor Alınması Gerektiği 

GABİNİN SUBJEKTİF UNSURU

Davacının Hasar Tarihinden Önceki Mali Durumuna Göre Yangından Kaynaklanan Hasarı Bertaraf Etme Konusunda Yeterli Özkaynağı Olup Olmadığının Detaylıca İrdelenmesi Bu Husustaki Taraf Delillerinin Toplanması ile Gabinin Subjektif Unsurunun Gerçekleşip Gerçekleşmediği İrdelenerek Oluşacak Sonucuna Göre Karar Verilmesi Gerekirken Tüm Deliller Toplanmadan Karar Verilmesinin Doğru Olmadığı

6098/m.28

DAVA ÖZETİ : Dava, Yangın Sigorta Poliçesinden Kaynaklı Tazminat talebine ilişkindir.

Mahkemece; davacıya zor durumda(müzayaka) kalma halinde olduğuna ilişkin delilleri sorulup, davaya konu yangın olayının meydana geldiği 2016 yılından önceye dönük yakın yıllardaki davacının mali durumunun, ticari defter ve kayıtları ile muhasebe belgeleri üzerinden yapılacak incelemeyle saptanması; bu konuda uzman mali müşavir bilirkişi heyetinden, davacının yangın hasarından önceki yakın yıllara ait işletme kar ve zararı, şirket özkaynakları, davacının hasar tarihinde mevcut borç-alacak miktarları konularında ayrıntılı rapor alınması; davacının hasar tarihinden önceki mali durumuna göre, yangından kaynaklanan hasarı bertaraf etme konusunda yeterli özkaynağı olup olmadığının detaylıca irdelenmesi, bu husustaki taraf delillerinin toplanması ile gabinin subjektif unsurunun gerçekleşip gerçekleşmediği irdelenerek oluşacak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; tüm deliller toplanmadan karar verilmesi doğru değildir.

DAVA : Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 29/11/2019 tarih ve 2017/... Esas, 2019/... Karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirilmiş olduğu ve istinafa başvuru koşullarının mevcut olduğu dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;

İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ :

Davacı dava dilekçesi ile; müvekkiline ait imalat dükkanında 07/07/2016 tarihinde yangın olayının gerçekleştiğini, yangın olayının davalı sigortaya 08/07/2016 tarihinde ihbar edildiğini ve sigorta tarafından incelemelerin yapıldığını, 19/08/2016 tarihinde zarar mutabakatnamesinin müvekkilinin yanıltılarak imzalattırıldığını, 28/09/2016 tarihinde yangın hasar ekspertiz raporunda zararın 430.000,00.TL olarak hesaplandığını, 14/10/2016 tarihinde yine müvekkilinin yanıltılarak ibraname imzalandığını, ibraname ile 01/09/2016 tarihinde 75.000,00.TL, 19/10/2016 tarihinde 355.000,00.TL ödeme yapıldığını, 19/08/2016 tarihli zarar mutabakatnamesi ile bağlı olmadıklarını, davalı sigorta şirketinin müvekkilini hataya düşürmeye yönelik hareketleri neticesinde bu belgenin imzalandığını, 28/09/2016 tarihli yangın hasar ekspertiz raporunun gerçeği yansıtmadığını, 14/10/2016 tarihli yangın tazminat makbuzu ve ibranemesinin de hukuken geçerli olmadığını, yangın olayının meydana gelmesi ile müvekkilinin iflas aşamasına geldiğini ve borç batağına saplandığını, müvekkilinin zor durumda olması ve bilgisizliği ile sözleşme yapıldığını, ancak yapılan bu sözleşmede açık bir oransızlık bulunduğunu, müvekkilinin zararının ödenmesinin gerektiğini, gerçek zararın yaklaşık olarak 808.750,00.TL civarı olan müvekkilinin zararının tespit edilerek taraflarına ödenen 430.000,00.TL bedelin düşüldükten sonra kalan 278.750,00.TL'nin 07/07/2016 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili şirketin ünvan değişikliği ve şirket ünvanının ... Sigorta A.Ş. olarak tescilinin ...Gazetesi'nin 15/03/2017 tarih ve ... sayılı sayısında yayımlandığını, davaya konu hasarla ilgili müvekkili şirketin sigorta poliçesi gereğince sorumlu bulunup bulunmadığını ve hasar miktarını belirlemek amacıyla ekpertiz çalışmaları yaptığını, ekpertiz raporuna göre davacının gerçek zararının karşılandığını, bu rakamın davacının iddia ettiği kadar olmadığını, müvekkili şirketin hasarın tamamını giderdiğini, davadan önce hasarın teminat kapsamında olan kısmını toplamda 430.000,00.TL olarak ödediğini, müvekkili şirketin temerrüdünün söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :

DAVA : Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 29/11/2019 tarih ve 2017/... Esas, 2019/... Karar sayılı kararı ile; tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, bilirkişi raporu, alınan tanık beyanları, tarafların iddia ve savunmaları ile birlikte değerlendirilmesi sonucunda, davacı tarafından iş yerinde 07/07/2016 tarihinde meydana gelen yangından kaynaklı davalı sigorta şirketi tarafından 19/08/2016 tarihli zarar mutabakatnamesinin imzalatıldığı, 28/09/2016 tarihindeki ekspertiz raporuna göre müvekkilinin tespit edilen zararının 430.000,00.TL olarak hesaplandığı, 14/10/2016 tarihinde müvekkilinin yanıltılarak ibraname imzalandığı, bu ibraname ile 01/09/2016 tarihinde 75.000,00.TL, 19/10/2016 tarihinde 355.000,00.TL ödeme yapıldığı, zarar mutabakatnamesi ile müvekkilinin hataya düşürülmesi nedeniyle bağlı olmadıkları ve müvekkilinin iradesinin aldatma ile sakatlandığı belirtilerek gerçek zararının tespit edilerek davalıdan tahsili için dava açıldığı, davacı şirket tarafından alacağın temlik alan davacıya temlik edildiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın eksik ödenen hasar bedeli ile davacının mutabakatnameyi imzalaması sırasında hataya düşürülüp düşürülmediği noktasında olduğu, temlik eden ... şirketinin 14/10/2016 tarihli ibraname ile iş yerinde 07/06/2016 tarihinde meydana gelen yangın sonucu sigortalı kıymetlerinin tamamında hasarlar meydana geldiği, hasarla ilgili olarak görevli eksper ve bilirkişilerce tespit edilen ve karşılıklı yazılı olarak mutabık kalınan toplam hasar bedelinden 01/09/2016 tarihlerinde taraflarına yapılan 75.000,00.TL tutarındaki avans ödemesi mahsup edilmek suretiyle kalan toplam hasar tazminat bakiyesi olan 355.000,00.TL tutarındaki hasar tazminatını Işık sigortadan nakden ve tamamen aldığını ve ibra ettiğini belirttiği, dava dilekçesi ile ekspertiz raporunun sonradan hazırlandığı ve müvekkiline gönderilmediği belirtilmekle birlikte ibranamenin içeriğinde eksper ve bilirkişilerce tespit edilen ifadesinin yer alması nedeniyle davacı tarafın eksper raporunun taraflarına gönderilmediği savunmasının yerinde görülmediği, dinlenen davacı tanıklarından ...'nun ibraname imzalanırken yanlarında olmadığını belirttiği, görgüye dayalı bilgisinin olmadığı, diğer tanık ...' in alınan ifadesinde ibraname imzalanırken zorlandığını belirtmekle birlikte ifadede belirtilen hususların tehdit niteliğinde bulunmadığı, temlik eden sigortalı şirketin tacir olması nedeniyle basiretli tacir olarak hareket etmesi gerektiği, ticari defter ve kayıtlarına göre ticari işletmesinde meydana geldiği zararın miktarını belirleyebilecek durumda olup, ibranamede eksper raporundan da bahsedilmesi ve sigorta eksper raporunda sigortalının iş yerindeki hasarın 07/07/2016 tarihi itibariyle muhasebe kaydına göre 850.000,00.TL olduğunun beyan edildiği, envanterdeki emtiaların geneli üzerinden ortalama %10 oranında sayım farkı ve listedeki tüm emtiaların toplam bedeli üzerinden %35 oranında toplu alım ve peşin ödeme iskontosu ile metal ürünlerin hurda sovtaj değeri tenzil edilerek zarar hesaplandığı, sigorta hasar dosyasında yer alan davacının 19/08/2016 tarihinde sigorta şirketine başvuru dilekçesinde, toplam zararının 430.000,00.TL olduğunu belirttiği, temlik eden sigortalı şirketin ibraname imzalamadan önce zarar miktarını belirleyebilir kapsamda olmasına rağmen ibranameyi imzaladığı, davacı tarafından açılan davada T.B.K nun 28. Maddesi kapsamında düzenlenen aşırı yararlanma hükümlerine dayanılmayarak zararın tamamının karşılanmadığını belirterek bakiye tazminat talebinde bulunulduğu, belirtilen gerekçelerle davalı sigortasının borcu söndüren sebeplerden olan ödeme ve ibraname uyarınca davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :

Davacı vekili istinaf talebi ile; mahkemece davanın reddine dair verilen kararın kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini şöyle ki, müvekkilinin davalı sigorta şirketi tarafından aldatıldığını, 19/08/2016 tarihinde imzalanan zararın mutabakatnamesinin hukuken geçersiz olup müvekkilinin işbu mutabakatname ile bağlı olmadığını, müvekkilinin zor durumda kalmasından faydalanmak suretiyle 14/10/2016 ibra sözleşmesi yapıldığını, TBK 28/1 hükmü gereğince edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteme hakkına sahip olduğunu, dosya kapsamında dinlenen tanıkların beyanları ile de bu konuda haklılığın ortaya çıktığını, tanık beyanlarından da anlaşılacağı üzere müvekkilinin olaydan dolayı zor durumda kaldığını, sigorta şirketinin müvekkilinin bu durumdan faydalanmaya çalışarak olayın şokunun etkisinden yararlanmak suretiyle ibraname imzalatıldığını, davalı şirketçe hazırlattırılan 28/09/2016 tarihli yangın hasar ekspertiz raporunun gerçeği yansıtmadığını, raporun hazırlanırken gerçek zarar bedelinin yansıtılmadığı gibi zarara KDV de dahil edilmediğini, müvekkilinin işyerinde 07/07/2016 tarihinde yangın çıktığı ve 08/07/2016 tarihinde sigortacı şirkete yangın ihbar edildiğini, bu nedenle 08/07/2016 ihbar tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiğini, davalı tarafın hiç duruşmaya katılmadığını, mazeretlerini bile belgelendirmediklerini, buna rağmen davalı lehine 27.296,56.TL vekalet ücretine hükmedildiğini, tüm bu nedenlerle istinaf talebinin kabulüyle mahkemece verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

DELİLLER :

DAVA : Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2017/... Esas, 2019/... Karar sayılı dosyası.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :

Dava hukuki niteliği itibarıyla "Tazminat (Yangın Sigorta Poliçesinden Kaynaklı)" talebine ilişkindir.

Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının dükkanında 07.07.2016 yılında yangın çıktığını, 28/09/2016 tarihinde yangın hasar ekspertiz raporunda zararın 430.000,00.TL olarak hesaplandığını, 14/10/2016 tarihinde müvekkilinin yanıltılarak ibraname imzalandığını, ibraname ile 01/09/2016 tarihinde 75.000,00.TL, 19/10/2016 tarihinde 355.000,00.TL ödeme yapıldığını, 19/08/2016 tarihli zarar mutabakatnamesi ile bağlı olmadıklarını, davalı sigorta şirketinin müvekkilini hataya düşürmeye yönelik hareketleri neticesinde bu belgenin imzalandığını, 28/09/2016 tarihli yangın hasar ekspertiz raporunun gerçeği yansıtmadığını, 14/10/2016 tarihli yangın tazminat makbuzu ve ibranemesinin de hukuken geçerli olmadığını, yangın olayının meydana gelmesi ile müvekkilinin iflas aşamasına geldiğini ve borç batağına saplandığını, müvekkilinin zor durumda olması ve bilgisizliği ile sözleşme yapıldığını, ancak yapılan bu sözleşmede açık bir oransızlık bulunduğunu, müvekkilinin zararının ödenmesinin gerektiğini, gerçek zararın yaklaşık olarak 808.750,00.TL civarı olan müvekkilinin zararının tespit edilerek taraflarına ödenen 430.000,00.TL bedelin düşüldükten sonra kalan 278.750,00.TL'nin 07/07/2016 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili davanın reddini savunmuş olup, ilk derece mahkemesince yapılan açık yargılama neticesinde davanın reddine karar verildiği ve iş bu karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.

6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 28. (818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 21.) maddesinde aşırı yararlanma (gabin) düzenlenmiş olup, maddenin 1. fıkrasında "bir sözleşmede karşılıklı edimler arasında açık bir oransızlık varsa, bu oransızlık, zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirildiği takdirde, zarar gören, durumun özelliğine göre ya sözleşme ile bağlı olmadığını diğer tarafa bildirerek ediminin geri verilmesini ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteyebilir" denilmek suretiyle, gabinin unsurları ile sonuçları hüküm altına alınmış. Bu hükümden anlaşılacağı üzere gabinin biri objektif, diğeri de subjektif iki unsuru bulunmaktadır. Objektif unsur, karşılıklı edimler arasındaki açık değer farkı olup, subjektif unsur ise, zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanma halidir. Somut olayda bu zor durumda kalma hali esas itibarıyla ciddi bir mali sıkıntı halini ifade etmektedir.

Gabin hukuksal nedenine dayanan fark tazminatı talebine ilişkin davada, müzayaka halinde ibraname imzaladığını iddia eden davacı tarafın bu durumda olup olmadığının, somut deliller ve ayrıntılı incelemeyle tespiti gereklidir.

Davacı taraf, söz konusu hasar nedeniyle borç batağına saplandığını ve iflas aşamasına geldiğini yapılan ödemeyi mutabakatname imzalayarak kabul ettiği gerekçesiyle müzayaka halinde olduğunu iddia etmiştir.

Kural olarak irade özerkliği ve sözleşme serbestisi içinde imzalandığı kabul edilmesi gereken ibranamelerin, müzayaka halinde imzalandığı iddiası ile geçersiz kılınmak istendiği; bu biçimde geçersizliği sağlayarak bunun sonuçlarından yararlanacak olan ve istisnai bir yol olan gabinin hukuksal sonuçlarından yararlanmak isteyen davacı taraf iddiasının doğru olup olmadığının araştırılması gerektiği açıktır.

Bu nedenle de mahkemece; davacıya zor durumda(müzayaka) kalma halinde olduğuna ilişkin delilleri sorulup, davaya konu yangın olayının meydana geldiği 2016 yılından önceye dönük yakın yıllardaki davacının mali durumunun, ticari defter ve kayıtları ile muhasebe belgeleri üzerinden yapılacak incelemeyle saptanması; bu konuda uzman mali müşavir bilirkişi heyetinden, davacının yangın hasarından önceki yakın yıllara ait işletme kar ve zararı, şirket özkaynakları, davacının hasar tarihinde mevcut borç-alacak miktarları konularında ayrıntılı rapor alınması; davacının hasar tarihinden önceki mali durumuna göre, yangından kaynaklanan hasarı bertaraf etme konusunda yeterli özkaynağı olup olmadığının detaylıca irdelenmesi, bu husustaki taraf delillerinin toplanması ile gabinin subjektif unsurunun gerçekleşip gerçekleşmediği irdelenerek oluşacak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; tüm deliller toplanmadan karar verilmesi doğru değildir. ( Yargıtay 17.HD'sinin 2016/11453-2019/9478, 2016/14196-2018/1061 EK sayılı kararları bu mahiyettedir.)

Davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, yukarıda açıklandığı üzere davacı vekilinin tüm deliller toplanarak sonucuna göre karar verilmesi için 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-a.6 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak hüküm fıkrasının aşağıdaki şekilde kurulması uygun görülmüştür.

SONUÇ : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :

1-)-Davacı vekili tarafından Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 29/11/2019 tarih ve 2017/... Esas, 2019/... Karar sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun esası incelenmeksizin KABULÜNE,

2-)-Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 29/11/2019 tarih ve 2017/... Esas, 2019/... Karar sayılı kararının HMK.'nun 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,

3-)-Dava dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne GÖNDERİLMESİNE,

4-)-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin alınan 54,40.TL istinaf karar harcının kararın kesinleşmesi ile talep halinde davacıya İADESİNE,

5-)-İstinaf eden davacı tarafından istinaf için yapılan yargılama giderlerinin esas hüküm ile birlikte İlk Derece Mahkemesince karara BAĞLANMASINA,

6-)-6100 Sayılı HMK'nun 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesi'ne İADESİNE,

7-)-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından lehe vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,

8-)-6100 Sayılı HMK'nın 7035 Sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,

Dair, 6100 Sayılı HMK'nun 353/1-a/6 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle kesin olmak üzere 17.10.2022 tarihinde karar verildi.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

hukukihaber.net



Şimdi Ara
Hemen Sor