vioft2nnt8|2000BDFC6638|yunusbirbilen|tbl_sayfa|metin|0xfdff534600000000fd00000001000200İlgi : 04/01/2013 tarihli ve B.03.0.HİG.0.00.00.03-045.02[02]-504-2013/57/238 sayılı genel yazımız. İlgi yazımızla, 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun 17 nci maddesinin 7. fıkrası ile İcra ve İflas Kanununun 88 inci maddesinin son fıkrasına eklenen "İcra müdürlüklerinin talebi üzerine kolluk kuvvetleri tarafından yakalanan araçlar, en geç üç iş günü içinde en yakın icra müdürlüğüne teslim edilir. Aracı teslim alan icra müdürlüğü, aracın yakalanmasını isteyen icra müdürlüğüne bildirimde bulunur." hükmü uyarınca icra müdürlükleri tarafından yapılacak işlemlerle ilgili dikkat edilecek hususlar tüm icra müdürlüklerine duyurulmuştu. Anılan genel yazının (1) nolu bölümünde aynen "Öncelikle, İcra ve İflas Kanununun 59 uncu maddesi uyarınca alacaklının takip masraflarını peşin olarak yatırması zorunluluğu, 88 inci maddesindeki resen harekete geçme yükümlülüğü ve 110 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenen alacaklının sorumluluğu dikkate alınarak fiili haciz, kıymet takdiri, çekici, gerektiğinde bilirkişi ücreti ile öngörülecek yediemin ücretinin yatırılması halinde muhafaza işlemlerinin yerine getirilmesi, bu yükümlülük yerine getirilmediği takdirde yakalama ve muhafaza taleplerinin kesinlikle yerine getirilmemesi, aksine davranışın mali, cezai ve hukuki sorumluluğu gerektirebileceğinin hatırdan çıkarılmaması.." denilmektedir. Genel Müdürlüğümüze intikal eden bilgilerden, bazı icra müdürlüklerince yukarıda belirtilen hatırlatmanın tamamen yanlış yorumlanarak araç yakalaması isteyen alacaklı veya vekilinden 4.000 - 6.000 TL'yi aşan avansların talep edildiği anlaşılmıştır. Bilindiği üzere, icra ve iflas daireleri icra hakiminin daimi gözetimi ve denetimi altındadır. Diğer yandan, icra ve iflas dairelerinin yaptığı işlemin kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı ilgililerin şikayet konusu işlemleri öğrenmelerinden itibaren yedi gün içerisinde İcra ve İflas Kanununun 16. maddesi uyarınca icra mahkemesine müracaat edebilmeleri imkanı dışında Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22/01/2003 tarihli ve Esas:2003/12-17, Karar: 2003/29 sayılı kararına göre kamu düzenini korumak için konulan amir hükme aykırılık durumunda süresiz bir şekilde mahkemeye şikayet yoluna başvurulması mümkündür. Dolayısıyla, yargı denetimine tabi olan işlemleri ile ilgili olarak icra ve iflas dairelerine talimat verilmesi mümkün değildir. Bununla birlikte, 2992 sayılı Kanunda düzenlenen Genel Müdürlüğümüzün görev ve yetkileri arasında, yargı yetkisinin kullanılması kapsamına girmemek koşuluyla mevzuatın yeterince açık olmamasından kaynaklanan tereddütlerin giderilmesi, genel olarak uygulama birliğinin sağlanmasına yönelik olarak görüş bildirmek görevi bulunmaktadır. Bu itibarla, Alacaklı tarafından araç yakalaması istendiği durumlarda alınacak avansla ilgili olarak İcra ve İflas Kanununun ilgili hükümleri uyarınca bu konuda bir tarife belirleme imkanı bulunmamaktadır. Ancak, avans belirlenirken işin mahiyeti ve daha sonra talep edilecek satış gibi işlemler için ayrıca masraf yatırılabileceği ya da bu aşamalara hiç geçilmeyebileceği hususlarının dikkate alınması ve buna göre makul bir avans belirlenmesi gerekmektedir. Sonuç olarak, yakalama taleplerinde aracın kolluk kuvvetlerince en yakın icra dairesine teslimine kadarki süreç ve işlemler göz önüne alınarak aracın kollukta bekleyebileceği süre için otopark ücreti, çekici masrafı ve fiili haciz için makul bir avans alınması, yukarıda belirtildiği şekilde 4.000-6.000 TL gibi fahiş miktarlarda avans talep edilmemesi gerektiği düşünülmektedir. İcra müdürlüklerince avans belirlenirken yukarıda açıklanan hususlara dikkat edilmesi, sistemin işleyişini tıkayacak tarzda uygulamalardan kaçınılması, aksi davranışların ise sorumluluğu gerektirebileceği değerlendirilmektedir. Yine, yukarıda açıklandığı üzere bu bir görüş olup, konunun yargı mercilerine intikali halinde görevli ve yetkili yargı organlarının vereceği kararın asıl olacağı şüphesizdir. Bilgi edinilmesini, keyfiyetin yargı çevrenizdeki tüm icra müdürlüklerine ve bilgileri bakımından icra mahkemelerine duyurulmasını rica ederim.
İlgi : 04/01/2013 tarihli ve B.03.0.HİG.0.00.00.03-045.02[02]-504-2013/57/238 sayılı genel yazımız.
İlgi yazımızla, 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun 17 nci maddesinin 7. fıkrası ile İcra ve İflas Kanununun 88 inci maddesinin son fıkrasına eklenen "İcra müdürlüklerinin talebi üzerine kolluk kuvvetleri tarafından yakalanan araçlar, en geç üç iş günü içinde en yakın icra müdürlüğüne teslim edilir. Aracı teslim alan icra müdürlüğü, aracın yakalanmasını isteyen icra müdürlüğüne bildirimde bulunur." hükmü uyarınca icra müdürlükleri tarafından yapılacak işlemlerle ilgili dikkat edilecek hususlar tüm icra müdürlüklerine duyurulmuştu.
Anılan genel yazının (1) nolu bölümünde aynen "Öncelikle, İcra ve İflas Kanununun 59 uncu maddesi uyarınca alacaklının takip masraflarını peşin olarak yatırması zorunluluğu, 88 inci maddesindeki resen harekete geçme yükümlülüğü ve 110 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenen alacaklının sorumluluğu dikkate alınarak fiili haciz, kıymet takdiri, çekici, gerektiğinde bilirkişi ücreti ile öngörülecek yediemin ücretinin yatırılması halinde muhafaza işlemlerinin yerine getirilmesi, bu yükümlülük yerine getirilmediği takdirde yakalama ve muhafaza taleplerinin kesinlikle yerine getirilmemesi, aksine davranışın mali, cezai ve hukuki sorumluluğu gerektirebileceğinin hatırdan çıkarılmaması.." denilmektedir.
Genel Müdürlüğümüze intikal eden bilgilerden, bazı icra müdürlüklerince yukarıda belirtilen hatırlatmanın tamamen yanlış yorumlanarak araç yakalaması isteyen alacaklı veya vekilinden 4.000 - 6.000 TL'yi aşan avansların talep edildiği anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere, icra ve iflas daireleri icra hakiminin daimi gözetimi ve denetimi altındadır. Diğer yandan, icra ve iflas dairelerinin yaptığı işlemin kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı ilgililerin şikayet konusu işlemleri öğrenmelerinden itibaren yedi gün içerisinde İcra ve İflas Kanununun 16. maddesi uyarınca icra mahkemesine müracaat edebilmeleri imkanı dışında Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22/01/2003 tarihli ve Esas:2003/12-17, Karar: 2003/29 sayılı kararına göre kamu düzenini korumak için konulan amir hükme aykırılık durumunda süresiz bir şekilde mahkemeye şikayet yoluna başvurulması mümkündür.
Dolayısıyla, yargı denetimine tabi olan işlemleri ile ilgili olarak icra ve iflas dairelerine talimat verilmesi mümkün değildir. Bununla birlikte, 2992 sayılı Kanunda düzenlenen Genel Müdürlüğümüzün görev ve yetkileri arasında, yargı yetkisinin kullanılması kapsamına girmemek koşuluyla mevzuatın yeterince açık olmamasından kaynaklanan tereddütlerin giderilmesi, genel olarak uygulama birliğinin sağlanmasına yönelik olarak görüş bildirmek görevi bulunmaktadır.
Bu itibarla,
Alacaklı tarafından araç yakalaması istendiği durumlarda alınacak avansla ilgili olarak İcra ve İflas Kanununun ilgili hükümleri uyarınca bu konuda bir tarife belirleme imkanı bulunmamaktadır. Ancak, avans belirlenirken işin mahiyeti ve daha sonra talep edilecek satış gibi işlemler için ayrıca masraf yatırılabileceği ya da bu aşamalara hiç geçilmeyebileceği hususlarının dikkate alınması ve buna göre makul bir avans belirlenmesi gerekmektedir.
Sonuç olarak, yakalama taleplerinde aracın kolluk kuvvetlerince en yakın icra dairesine teslimine kadarki süreç ve işlemler göz önüne alınarak aracın kollukta bekleyebileceği süre için otopark ücreti, çekici masrafı ve fiili haciz için makul bir avans alınması, yukarıda belirtildiği şekilde 4.000-6.000 TL gibi fahiş miktarlarda avans talep edilmemesi gerektiği düşünülmektedir.
İcra müdürlüklerince avans belirlenirken yukarıda açıklanan hususlara dikkat edilmesi, sistemin işleyişini tıkayacak tarzda uygulamalardan kaçınılması, aksi davranışların ise sorumluluğu gerektirebileceği değerlendirilmektedir.
Yine, yukarıda açıklandığı üzere bu bir görüş olup, konunun yargı mercilerine intikali halinde görevli ve yetkili yargı organlarının vereceği kararın asıl olacağı şüphesizdir.
Bilgi edinilmesini, keyfiyetin yargı çevrenizdeki tüm icra müdürlüklerine ve bilgileri bakımından icra mahkemelerine duyurulmasını rica ederim.