vioft2nnt8|2000BDFC6638|yunusbirbilen|tbl_sayfa|metin|0xfdff8a9400000000e901000001000100Bankaların müşterilerine sundukları bankacılık hizmetleri nedeniyle hizmet bedeli, kredi kullandırma ücreti masraf gibi adlar altında ücret tahsil etmelerine bir engel bulunmamakla birlikte bu ücretlerin hangi oranlarda ve hangi miktarlarda tahsil edileceğinin sözleşmede belirtilmesi gerektiği. YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ Esas Numarası: 2018/3467 Karar Numarası: 2018/5943 Karar Tarihi: 03.10.2018 BANKANIN HAKSIZ KESİNTİ YAPTIĞI İDDİASINA DAYALI ALACAK İSTEMİ Bankaların Müşterilerine Sundukları Bankacılık Hizmetleri Nedeniyle Hizmet Bedeli, Kredi Kullandırma Ücreti Masraf Gibi Adlar Altında Ücret Tahsil Etmelerine Bir Engel Bulunmadığı - Bu Ücretlerin Hangi Oranlarda ve Hangi Miktarlarda Tahsil Edileceğinin Somut Olayda Belirlenmesi Gerektiği - Kredi Sözleşmesinde Kredi Kullandırma Ücreti Bedelinin Ne Oran ve Miktarda Alınacağına Dair Bir Açıklık Yer Almadığı - Bu Nedenle Bankacılık İşlemleri Hususunda Uzmanlığı Bulunan Bir Bilirkişiden Rapor Alınması Diğer Bankaların Kullandırdıkları Benzer Kredilerdeki Uygulamaları ve Aldıkları Ücret Oranlarının da Değerlendirilmesi Gerektiği TİCARİ KREDİNİN TAHSİSİ SIRASINDA HAKSIZ OLARAK ALINAN DOSYA MASRAFININ İADESİ İSTEMİNDE GÖREVLİ MAHKEME Taraflar Tacir Olup Kullanılan Kredinin Ticari Kredi Olduğu Ticari Davanın Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla Görülmesi Gerektiği HUKUKİ DİNLENİLME HAKKININ İHLAL EDİLDİĞİ Yerel Mahkemece Dosya İncelemeye Alınarak Duruşmanın İleri Tarihe Ertelendiği, Ancak Duruşma Günü Beklenmeksizin ve Herhangi Bir Duruşma Tutanağı Düzenlenmeksizin Tarafların Yokluğunda Gerekçeli Karar Verildiği - Daha Önce Belirlenmiş Duruşma Günü Beklenmeksizin Tarafların Yokluğunda, Duruşma Açılmaksızın Gerekçeli Karar Oluşturulmasının Hukuki Dinlenilme Hakkını İhlal Ettiği DAVAÖZETİ: Bankaların müşterilerine sundukları bankacılık hizmetleri nedeniyle hizmet bedeli, kredi kullandırma ücreti masraf gibi adlar altında ücret tahsil etmelerine bir engel bulunmamakla birlikte bu ücretlerin hangi oranlarda ve hangi miktarlarda tahsil edileceğinin somut olayda belirlenmesi gerekmektedir. Nitekim taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmesinde kredi kullandırma ücreti bedelinin ne oran ve miktarda alınacağına dair bir açıklık yer almamaktadır. Bu bakımdan bankacılık işlemleri hususunda uzmanlığı bulunan bir bilirkişiden rapor alınması diğer bankaların kullandırdıkları benzer kredilerdeki uygulamaları ve aldıkları ücret oranlarının da değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmiş olması dahi bozmayı gerektirmiştir. Yerel mahkemece dosya incelemeye alınarak duruşmanın ileri tarihe atılmış, ancak duruşma günü beklenmeksizin ve herhangi bir duruşma tutanağı düzenlenmeksizin tarafların yokluğunda gerekçeli karar oluşturulmuştur. Davanın taraftan ve yargılamanın diğer ilgilileri kendi hakları ile bağlıntılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptir. Daha önce belirlenmiş duruşma günü beklenmeksizin tarafların yokluğunda, duruşma açılmaksızın gerekçeli karar oluşturulması hukuki dinlenilme hakkına aykırı görülmekle kararın bu nedenle de bozulması gerekmektedir. Taraflar arasındaki davanın Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından yukarıda 2015/5-2015/1120 sayı ve 18/12/2015 tarihi belirtilen kararın HMK 363. maddesi uyarınca kanun yararına bozulmasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmesi üzerine, dava dosyası ve içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve diğer tüm dosya kapsamı delil ve belgeler incelendi. Gereği müzakere edilip düşünüldü: Davacı vekili; müvekkilince davalı bankadan kullanılan ticari kredinin tahsisi sırasında haksız olarak kredi kullandırma ücreti adı altında dosya masrafı alındığını ileri sürerek 2.000.15 TL'nin iadesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili davanın reddini istemiştir. Mahkemece; Tüketici Hakem Heyetinin ancak tüketici kredisi hakkında karar verme yetkisi olduğu eldeki davanın konusunun ticari kredi ile ilgili olmakla Tüketici Hakem Heyetinin görev alanı dışında kaldığı gerekçesiyle davanın kabulüne 2.000.15 TL'nin davacıya iadesine miktar itibariyla kesin olarak karar verilmiştir. Davalı vekilinin kanun yararına bozma istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca istem kabul edilerek temyiz yoluna başvurulmuştur. 1.Taraflar tacir olup kullanılan kredinin ticari kredi olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. O halde TTK'nın 4/f maddesinde zikredilen ticari davanın aynı konunun 5. maddesi gereğince ticaret mahkemesi sıfatıyla görülmesi gerekirken asliye hukuk mahkemesi sıfatıyla sonuçlandırılması doğru görülmemekle kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. 2.Dava haksız kesinti yapıldığı iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir. Mahkemece; dosya içeriğine yansımayan Tüketici Hakem Heyeti kararının iptali istemli olarak değerlendirme yapılmış ve gerekçe kısmında Tüketici Hakem Heyeti kararının iptali şeklinde gerekçe oluşturulmuş, hüküm fıkrasında ise tahsil edilen tutarın iadesi kararı verilmiştir. Gerek dava dilekçesinde gerekse savunmada Tüketici Hakem Heyeti kararının iptali yönünde talep ve savunma olmadığı halde mahkemenin talep edilmeyen konu olan Tüketici Hakem Heyeti kararının iptali yönünde gerekçe oluşturulması doğru olmadığı gibi, gerekçe ile hüküm fıkrasında da çelişki oluşturularak karar verilmiş olması HMK'nın 297. maddesine aykırı görüldüğünden kararın bu yönden de bozulması gerekmiştir. 3-Bankaların müşterilerine sundukları bankacılık hizmetleri nedeniyle hizmet bedeli, kredi kullandırma ücreti masraf gibi adlar altında ücret tahsil etmelerine bir engel bulunmamakla birlikte bu ücretlerin hangi oranlarda ve hangi miktarlarda tahsil edileceğinin somut olayda belirlenmesi gerekmektedir. Nitekim taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmesinde kredi kullandırma ücreti bedelinin ne oran ve miktarda alınacağına dair bir açıklık yer almamaktadır. Bu bakımdan bankacılık işlemleri hususunda uzmanlığı bulunan bir bilirkişiden rapor alınması diğer bankaların kullandırdıkları benzer kredilerdeki uygulamaları ve aldıkları ücret oranlarının da değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmiş olması dahi bozmayı gerektirmiştir. 4-Yerel mahkemece 04/12/2015 tarihli oturumda dosya incelemeye alınarak duruşmanın 04/03/2016 tarihine atıldığı, ancak duruşma günü beklenmeksizin ve herhangi bir duruşma tutanağı düzenlenmeksizin tarafların yokluğunda 18/12/2015 tarihinde gerekçeli karar oluşturulmuştur. 6100 sayılı HMK'nın 27. maddesine göre davanın taraftan ve yargılamanın diğer ilgilileri kendi hakları ile bağlıntılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptir. Mahkemece; daha önce belirlenmiş duruşma günü beklenmeksizin tarafların yokluğunda, duruşma açılmaksızın gerekçeli karar oluşturulması HMK'nın 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkına aykırı görülmekle kararın bu nedenle dahi bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 6100 sayılı HMK'nın 363. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere kanun yararına BOZULMASINA, gereğinin yapılması için karar örneği ve dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 03/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2018/3467
Karar Numarası: 2018/5943
Karar Tarihi: 03.10.2018
BANKANIN HAKSIZ KESİNTİ YAPTIĞI İDDİASINA DAYALI ALACAK İSTEMİ
Bankaların Müşterilerine Sundukları Bankacılık Hizmetleri Nedeniyle Hizmet Bedeli, Kredi Kullandırma Ücreti Masraf Gibi Adlar Altında Ücret Tahsil Etmelerine Bir Engel Bulunmadığı - Bu Ücretlerin Hangi Oranlarda ve Hangi Miktarlarda Tahsil Edileceğinin Somut Olayda Belirlenmesi Gerektiği - Kredi Sözleşmesinde Kredi Kullandırma Ücreti Bedelinin Ne Oran ve Miktarda Alınacağına Dair Bir Açıklık Yer Almadığı - Bu Nedenle Bankacılık İşlemleri Hususunda Uzmanlığı Bulunan Bir Bilirkişiden Rapor Alınması Diğer Bankaların Kullandırdıkları Benzer Kredilerdeki Uygulamaları ve Aldıkları Ücret Oranlarının da Değerlendirilmesi Gerektiği
TİCARİ KREDİNİN TAHSİSİ SIRASINDA HAKSIZ OLARAK ALINAN DOSYA MASRAFININ İADESİ İSTEMİNDE GÖREVLİ MAHKEME
Taraflar Tacir Olup Kullanılan Kredinin Ticari Kredi Olduğu Ticari Davanın Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla Görülmesi Gerektiği
HUKUKİ DİNLENİLME HAKKININ İHLAL EDİLDİĞİ
Yerel Mahkemece Dosya İncelemeye Alınarak Duruşmanın İleri Tarihe Ertelendiği, Ancak Duruşma Günü Beklenmeksizin ve Herhangi Bir Duruşma Tutanağı Düzenlenmeksizin Tarafların Yokluğunda Gerekçeli Karar Verildiği - Daha Önce Belirlenmiş Duruşma Günü Beklenmeksizin Tarafların Yokluğunda, Duruşma Açılmaksızın Gerekçeli Karar Oluşturulmasının Hukuki Dinlenilme Hakkını İhlal Ettiği
DAVAÖZETİ:
Bankaların müşterilerine sundukları bankacılık hizmetleri nedeniyle hizmet bedeli, kredi kullandırma ücreti masraf gibi adlar altında ücret tahsil etmelerine bir engel bulunmamakla birlikte bu ücretlerin hangi oranlarda ve hangi miktarlarda tahsil edileceğinin somut olayda belirlenmesi gerekmektedir. Nitekim taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmesinde kredi kullandırma ücreti bedelinin ne oran ve miktarda alınacağına dair bir açıklık yer almamaktadır. Bu bakımdan bankacılık işlemleri hususunda uzmanlığı bulunan bir bilirkişiden rapor alınması diğer bankaların kullandırdıkları benzer kredilerdeki uygulamaları ve aldıkları ücret oranlarının da değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmiş olması dahi bozmayı gerektirmiştir.
Yerel mahkemece dosya incelemeye alınarak duruşmanın ileri tarihe atılmış, ancak duruşma günü beklenmeksizin ve herhangi bir duruşma tutanağı düzenlenmeksizin tarafların yokluğunda gerekçeli karar oluşturulmuştur. Davanın taraftan ve yargılamanın diğer ilgilileri kendi hakları ile bağlıntılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptir. Daha önce belirlenmiş duruşma günü beklenmeksizin tarafların yokluğunda, duruşma açılmaksızın gerekçeli karar oluşturulması hukuki dinlenilme hakkına aykırı görülmekle kararın bu nedenle de bozulması gerekmektedir.
Taraflar arasındaki davanın Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından yukarıda 2015/5-2015/1120 sayı ve 18/12/2015 tarihi belirtilen kararın HMK 363. maddesi uyarınca kanun yararına bozulmasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmesi üzerine, dava dosyası ve içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve diğer tüm dosya kapsamı delil ve belgeler incelendi. Gereği müzakere edilip düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilince davalı bankadan kullanılan ticari kredinin tahsisi sırasında haksız olarak kredi kullandırma ücreti adı altında dosya masrafı alındığını ileri sürerek 2.000.15 TL'nin iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; Tüketici Hakem Heyetinin ancak tüketici kredisi hakkında karar verme yetkisi olduğu eldeki davanın konusunun ticari kredi ile ilgili olmakla Tüketici Hakem Heyetinin görev alanı dışında kaldığı gerekçesiyle davanın kabulüne 2.000.15 TL'nin davacıya iadesine miktar itibariyla kesin olarak karar verilmiştir.
Davalı vekilinin kanun yararına bozma istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca istem kabul edilerek temyiz yoluna başvurulmuştur.
1.Taraflar tacir olup kullanılan kredinin ticari kredi olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. O halde TTK'nın 4/f maddesinde zikredilen ticari davanın aynı konunun 5. maddesi gereğince ticaret mahkemesi sıfatıyla görülmesi gerekirken asliye hukuk mahkemesi sıfatıyla sonuçlandırılması doğru görülmemekle kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2.Dava haksız kesinti yapıldığı iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir. Mahkemece; dosya içeriğine yansımayan Tüketici Hakem Heyeti kararının iptali istemli olarak değerlendirme yapılmış ve gerekçe kısmında Tüketici Hakem Heyeti kararının iptali şeklinde gerekçe oluşturulmuş, hüküm fıkrasında ise tahsil edilen tutarın iadesi kararı verilmiştir. Gerek dava dilekçesinde gerekse savunmada Tüketici Hakem Heyeti kararının iptali yönünde talep ve savunma olmadığı halde mahkemenin talep edilmeyen konu olan Tüketici Hakem Heyeti kararının iptali yönünde gerekçe oluşturulması doğru olmadığı gibi, gerekçe ile hüküm fıkrasında da çelişki oluşturularak karar verilmiş olması HMK'nın 297. maddesine aykırı görüldüğünden kararın bu yönden de bozulması gerekmiştir.
3-Bankaların müşterilerine sundukları bankacılık hizmetleri nedeniyle hizmet bedeli, kredi kullandırma ücreti masraf gibi adlar altında ücret tahsil etmelerine bir engel bulunmamakla birlikte bu ücretlerin hangi oranlarda ve hangi miktarlarda tahsil edileceğinin somut olayda belirlenmesi gerekmektedir. Nitekim taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmesinde kredi kullandırma ücreti bedelinin ne oran ve miktarda alınacağına dair bir açıklık yer almamaktadır. Bu bakımdan bankacılık işlemleri hususunda uzmanlığı bulunan bir bilirkişiden rapor alınması diğer bankaların kullandırdıkları benzer kredilerdeki uygulamaları ve aldıkları ücret oranlarının da değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmiş olması dahi bozmayı gerektirmiştir.
4-Yerel mahkemece 04/12/2015 tarihli oturumda dosya incelemeye alınarak duruşmanın 04/03/2016 tarihine atıldığı, ancak duruşma günü beklenmeksizin ve herhangi bir duruşma tutanağı düzenlenmeksizin tarafların yokluğunda 18/12/2015 tarihinde gerekçeli karar oluşturulmuştur.
6100 sayılı HMK'nın 27. maddesine göre davanın taraftan ve yargılamanın diğer ilgilileri kendi hakları ile bağlıntılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptir.
Mahkemece; daha önce belirlenmiş duruşma günü beklenmeksizin tarafların yokluğunda, duruşma açılmaksızın gerekçeli karar oluşturulması HMK'nın 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkına aykırı görülmekle kararın bu nedenle dahi bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 6100 sayılı HMK'nın 363. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere kanun yararına BOZULMASINA, gereğinin yapılması için karar örneği ve dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 03/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.