vioft2nnt8|2000BDFC6638|yunusbirbilen|tbl_sayfa|metin|0xfdffe980020000000b05000001000300Alacaklının Avukatı azletmesi halinde, vekilin vekalet ücretini alabilmesi için hukuki yollara başvurması gerekirken, kendi adına icra takibi başlatarak takibe konu olan ilamda geçen vekalet ücretini talep etmesi mümkün değildir. T.C. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2018/7051 E., 2019/8439 K. "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan ilamlı takipte, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; başlatılmış olan takipte, alacaklının dayanak ilamdaki ...’nun vekili olduğunu, takibe konu Finike Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/361 esas, 2015/158 karar sayılı mahkeme ilamında, borçlunun davadan feragat etmesinden dolayı aleyhine "10.946,72 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine" şeklinde hüküm kurulduğunu, aynı mahkeme ilamına dayanılarak Elmalı İcra Müdürlüğünün 2015/808 esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını, asıl alacaklı olan ...’nun takipten vazgeçme dilekçesi verdiğini, buna rağmen, davalı vekilinin şahsi alacağı gibi ücreti vekaletten dolayı Elmalı İcra Müdürlüğünün 2016/475 esas sayılı yeni bir takip başlattığını, alacaklı ...'a borcunun bulunmadığını, bu nedenle takip dosyasının iptali ile haksız icra takibi nedeni ile %20 tazminatın ödenmesine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 323. maddesinde avukatlık ücreti, yargılama giderleri arasında sayılmış, aynı Yasa'nın 330. maddesinde ise, " Vekil ile takip edilen davalarda mahkemece, kanuna göre takdir olunacak vekalet ücreti, taraf lehine hükmedilir" hükmüne yer verilmiş olup, anılan hükümden yargılama gideri olarak hükmolunan avukatlık ücretinin ancak "yargılamanın tarafları" arasında geçerli olacağı anlaşılmaktadır. 1136 sayılı Avukatlık Yasası'nın 164/son maddesinde; "Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti, avukata aittir...." düzenlemesi mevcut ise de, hüküm, vekil ile müvekkil arasında çıkacak ve iç ilişkiden kaynaklanan uyuşmazlıkları düzenlemek amacıyla öngörülmüştür(HGK'nun 07.04.2004 tarih ve 2004/12-213 E., 2004/215 K. sayılı kararı). Avukat, bu vekalet ücretini ancak müvekkili adına vekaleten takibe koyabilir. Kendisini alacaklı göstererek, anılan alacak konusunda borçlu hakkında takip yapamayacaktır. Belirtilen yasal düzenlemeler karşısında, taraf lehine, yani asil lehine hükmedilen vekalet ücretinden yine asilin feragat etme yetkisinin bulunduğunun kabulü gerekir. Öte yandan vekillikten azil halinde, taraflar arasındaki vekalet işlemleri sona erer. Vekillikten azilden sonra vekilin icra dosyasından herhangi bir talepte bulunması, bu talebe ilişkin olarak icra müdürlüğünün bir karar vermesi usulsüzdür. Vekil, vekillikten azil halinde, azilin haklı olup olmamasına göre Avukatlık Kanunu'nun 174. maddesi uyarınca vekalet ücretine hak kazanır. Ancak vekilin, vekalet ücreti alacağını alabilmesi için Avukatlık Kanunu'nun 164/son ve 174. maddeleri uyarınca mahkemede dava açarak ayrı bir ilam alması yada doğrudan ilamsız icra takibine başvurması gereklidir. Finike Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/361 esas, 2015/158 karar sayılı dosyasında 08/04/2015 tarihinde davadan feragat dolayısı ile davanın reddine karar verildiği, gerekçeli kararda davalı lehine 10.946,72 TL vekalet ücretine hükmedildiği görülmektedir. ...'nün 2015/808 esas sayılı icra dosyasında, alacaklının ..., borçlunun ... olduğu, takibe dayanak olan belgenin, Finike Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 08/04/2015 tarih ve 2012/361 esas, 2015/158 karar sayılı ilamı, takip tarihinin ve 08/05/2015 olduğu anlaşılmıştır. ...'nün 2016/475 sayılı takip dosyasında alacaklının ..., borçlunun ... olduğu, takibe dayanak belgenin Finike Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/361 esas, 2015/158 karar sayılı ilamı olduğu, takip talebine alacaklının tahsilde tekerrür olmamak şerhini koyduğu, takip tarihinin 13/04/2016 olduğu görülmüştür. Somut olayda, alacaklının, yani dayanak ilamdaki davalı vekilinin, ilamda hükmedilen vekalet ücreti dolayısıyla, öncelikle vekili olduğu davalı ... adına takibe başladığı, ancak 01.6.2015 tarihinde, vekilin, asil tarafından vekillikten azledildiğine ilişkin azilnamenin takip dosyasına ibraz edilmesi üzerine, vekilin, bu kez doğrudan kendi adına, aynı dayanak ilamın konusu olan vekalet ücreti alacağı için borçluya karşı yeniden bir takip başlattığı anlaşılmıştır. Alacaklı, vekilini azlettiğine göre, vekilin vekalet ücretini alabilmesi için yukarıda belirtilen hukuki yollara başvurması gerekirken, kendi adına icra takibi başlatarak takibe konu olan ilamda geçen vekalet ücretini talep etmesi mümkün değildir. O halde, mahkemece takibin bu nedenle iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/05/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
T.C.
Yargıtay
12. Hukuk Dairesi
2018/7051 E., 2019/8439 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan ilamlı takipte, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; başlatılmış olan takipte, alacaklının dayanak ilamdaki ...’nun vekili olduğunu, takibe konu Finike Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/361 esas, 2015/158 karar sayılı mahkeme ilamında, borçlunun davadan feragat etmesinden dolayı aleyhine "10.946,72 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine" şeklinde hüküm kurulduğunu, aynı mahkeme ilamına dayanılarak Elmalı İcra Müdürlüğünün 2015/808 esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını, asıl alacaklı olan ...’nun takipten vazgeçme dilekçesi verdiğini, buna rağmen, davalı vekilinin şahsi alacağı gibi ücreti vekaletten dolayı Elmalı İcra Müdürlüğünün 2016/475 esas sayılı yeni bir takip başlattığını, alacaklı ...'a borcunun bulunmadığını, bu nedenle takip dosyasının iptali ile haksız icra takibi nedeni ile %20 tazminatın ödenmesine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK'nun 323. maddesinde avukatlık ücreti, yargılama giderleri arasında sayılmış, aynı Yasa'nın 330. maddesinde ise, " Vekil ile takip edilen davalarda mahkemece, kanuna göre takdir olunacak vekalet ücreti, taraf lehine hükmedilir" hükmüne yer verilmiş olup, anılan hükümden yargılama gideri olarak hükmolunan avukatlık ücretinin ancak "yargılamanın tarafları" arasında geçerli olacağı anlaşılmaktadır.
1136 sayılı Avukatlık Yasası'nın 164/son maddesinde; "Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti, avukata aittir...." düzenlemesi mevcut ise de, hüküm, vekil ile müvekkil arasında çıkacak ve iç ilişkiden kaynaklanan uyuşmazlıkları düzenlemek amacıyla öngörülmüştür(HGK'nun 07.04.2004 tarih ve 2004/12-213 E., 2004/215 K. sayılı kararı). Avukat, bu vekalet ücretini ancak müvekkili adına vekaleten takibe koyabilir. Kendisini alacaklı göstererek, anılan alacak konusunda borçlu hakkında takip yapamayacaktır. Belirtilen yasal düzenlemeler karşısında, taraf lehine, yani asil lehine hükmedilen vekalet ücretinden yine asilin feragat etme yetkisinin bulunduğunun kabulü gerekir.
Öte yandan vekillikten azil halinde, taraflar arasındaki vekalet işlemleri sona erer. Vekillikten azilden sonra vekilin icra dosyasından herhangi bir talepte bulunması, bu talebe ilişkin olarak icra müdürlüğünün bir karar vermesi usulsüzdür. Vekil, vekillikten azil halinde, azilin haklı olup olmamasına göre Avukatlık Kanunu'nun 174. maddesi uyarınca vekalet ücretine hak kazanır. Ancak vekilin, vekalet ücreti alacağını alabilmesi için Avukatlık Kanunu'nun 164/son ve 174. maddeleri uyarınca mahkemede dava açarak ayrı bir ilam alması yada doğrudan ilamsız icra takibine başvurması gereklidir.
Finike Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/361 esas, 2015/158 karar sayılı dosyasında 08/04/2015 tarihinde davadan feragat dolayısı ile davanın reddine karar verildiği, gerekçeli kararda davalı lehine 10.946,72 TL vekalet ücretine hükmedildiği görülmektedir.
...'nün 2015/808 esas sayılı icra dosyasında, alacaklının ..., borçlunun ... olduğu, takibe dayanak olan belgenin, Finike Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 08/04/2015 tarih ve 2012/361 esas, 2015/158 karar sayılı ilamı, takip tarihinin ve 08/05/2015 olduğu anlaşılmıştır.
...'nün 2016/475 sayılı takip dosyasında alacaklının ..., borçlunun ... olduğu, takibe dayanak belgenin Finike Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/361 esas, 2015/158 karar sayılı ilamı olduğu, takip talebine alacaklının tahsilde tekerrür olmamak şerhini koyduğu, takip tarihinin 13/04/2016 olduğu görülmüştür.
Somut olayda, alacaklının, yani dayanak ilamdaki davalı vekilinin, ilamda hükmedilen vekalet ücreti dolayısıyla, öncelikle vekili olduğu davalı ... adına takibe başladığı, ancak 01.6.2015 tarihinde, vekilin, asil tarafından vekillikten azledildiğine ilişkin azilnamenin takip dosyasına ibraz edilmesi üzerine, vekilin, bu kez doğrudan kendi adına, aynı dayanak ilamın konusu olan vekalet ücreti alacağı için borçluya karşı yeniden bir takip başlattığı anlaşılmıştır. Alacaklı, vekilini azlettiğine göre, vekilin vekalet ücretini alabilmesi için yukarıda belirtilen hukuki yollara başvurması gerekirken, kendi adına icra takibi başlatarak takibe konu olan ilamda geçen vekalet ücretini talep etmesi mümkün değildir.
O halde, mahkemece takibin bu nedenle iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/05/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.