vioft2nnt8|2000BDFC6638|yunusbirbilen|tbl_sayfa|metin|0xfdff4196010000000303000001000100T.C. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/3153 E. , 2021/4126 K. "İçtihat Metni" MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 22. HUKUK DAİRESİ Taraflar arasında görülen davada Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 13.03.2019 tarih ve 2019/92 E- 2019/240 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi'nce verilen 04.07.2019 tarih ve 2019/1099 E- 2019/1169 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, bonoya dayalı olarak davalıdan alacaklı olduğunu, söz konusu alacaklar ile ilgili olarak 25.02.2019 tarihinde arabuluculuk başvurusunda bulunduğunu ileri sürerek bono bedellerinin vade tarihinden itibaren temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dava dilekçesi davalıya tebliğe çıkarılmamıştır. İlk derece mahkemesince, davanın 7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı TTK'na eklenen 5/A maddesinin yürürlük tarihi olan 01.01.2019 tarihinden sonra açılmış olduğu ve davacı vekilinin 25.02.2019 tarihli dilekçesinden, arabuluculuğa başvurulduğunun anlaşıldığı, davacının arabuluculuğa başvurmuş olmakla uyuşmazlığın ticarî dava konusu olduğunu kabul ettiği, davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek üzere bir haftalık kesin süre verildiği, davacı vekilinin kesin süre içinde beyanda bulunmadığı gerekçesiyle davanın TTK'nın 5/A ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 18/A-2 maddesi gereğince HMK'nın 114/2 ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili istinaf etmiştir. Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, mahkeme kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/(1)-b-1.maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 14,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 27.04.2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi. hukukihaber.net
T.C.
Yargıtay
11. Hukuk Dairesi
2020/3153 E. , 2021/4126 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 22. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 13.03.2019 tarih ve 2019/92 E- 2019/240 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi'nce verilen 04.07.2019 tarih ve 2019/1099 E- 2019/1169 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, bonoya dayalı olarak davalıdan alacaklı olduğunu, söz konusu alacaklar ile ilgili olarak 25.02.2019 tarihinde arabuluculuk başvurusunda bulunduğunu ileri sürerek bono bedellerinin vade tarihinden itibaren temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi davalıya tebliğe çıkarılmamıştır.
İlk derece mahkemesince, davanın 7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı TTK'na eklenen 5/A maddesinin yürürlük tarihi olan 01.01.2019 tarihinden sonra açılmış olduğu ve davacı vekilinin 25.02.2019 tarihli dilekçesinden, arabuluculuğa başvurulduğunun anlaşıldığı, davacının arabuluculuğa başvurmuş olmakla uyuşmazlığın ticarî dava konusu olduğunu kabul ettiği, davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek üzere bir haftalık kesin süre verildiği, davacı vekilinin kesin süre içinde beyanda bulunmadığı gerekçesiyle davanın TTK'nın 5/A ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 18/A-2 maddesi gereğince HMK'nın 114/2 ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili istinaf etmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, mahkeme kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/(1)-b-1.maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 14,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 27.04.2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
hukukihaber.net